Özcan Aslan
Demiryolu Projeleri Yöneticisi
Türk Loydu Endüstri ve Belgelendirme Sektörü
Avrupa Birliği’nde Demiryolu Serbestleşme Süreci
1990 yılı itibariyle Avrupa’da devlet tekelinde bulunan demiryolu sektörünün verimsiz yapısı reform ihtiyacını gözler önüne serdi. Bu çerçevede Avrupa Komisyonu demiryolu sektörünü yeniden canlandırmak ve taşımacılık faaliyetlerinin verimliliğini arttırmak amacıyla üye ülkelerin, bazı yük treni operasyonlarını rekabete açmalarını ve demiryolu taşımacılık operasyonları ile altyapılarını en azından muhasebe düzeyinde ayırmalarını zorunlu kılan 91/440 sayılı direktifi yürürlüğe koydu. Takip eden süreçte üye ülkeler farklı yaklaşımlar benimseyerek demiryolu taşımacılık operasyonlarını altyapıdan ayırdılar. Üye ülkelerin inisiyatifine bırakılan birçok alanda komisyon tarafından ilki 2001 ve sonuncusu 2016 yıllarında olmak üzere dört “demiryolu paketi” çıkarılarak birlik içinde serbest, karşılıklı işletilebilir, emniyetli, rekabetçi ve verimli bir demiryolu taşımacılık sektörü tesis edilebilmesi için gereken teknik ve hukukî düzenlemeler hayata geçirildi.
Mevcut tabloda demiryolu alt-sistemlerinin (altyapı, sinyalizasyon, enerji, araç) ve komponentlerinin AB üye ülkelerinde tâbi oldukları onay süreçleri aşağıdaki şemada özetlenmiştir.
Kaynak: 2011/217/EU sayılı demiryolu alt-sistem ve araçlarının devreye alınması ile ilgili Avrupa Komisyonu tavsiye kararı
Buna göre; herhangi bir demiryolu alt-sistemi veya komponenti için Ulusal Emniyet Otoritesi (National Safety Authority) tarafından devreye alma onayı verilebilmesi için bu sistemin veya komponentin;
- Bir Onaylanmış Kuruluş (Notified Body) tarafından Karşılıklı İşletilebilirlik Şartnamelerine (TSI) göre uygunluk değerlendirmesinin yapılmış olması,
- Bir Atanmış Kuruluş (Designated Body) tarafından Ulusal Teknik Kurallara (Notified National Technical Rules) göre uygunluk değerlendirilmesinin yapılmış olması,
- Bir Bağımsız Emniyet Değerlendirme Kuruluşu (Assessment Body) tarafından emniyet açısından bu amaçla yayınlanan ortak metodoloji kullanılarak (Common Safety Method for Risk Assessment) risk değerlendirmesinin yapılmış olması
gerekmektedir.
Bahsedilen uygunluk ve emniyet değerlendirmelerini yapmak üzere Üye Ülkelerin Emniyet Otoriteleri bir veya birden fazla kuruluşu belirli kapsamlarda yetkilendirmişlerdir. Eğer onaya tâbi bir alt-sistem veya komponent birden fazla üye ülkede hizmet verecek ise bu prosedürün (büyük ölçüde) bu ülkelerin tamamında tekrar edilmesi ve her ülkenin Ulusal Emniyet Otoritesinden ayrı ayrı onay alması gerekmektedir. Dolayısıyla bu tablo üye ülkelerde bu alanda 3. taraf hizmetler veren yeni kuruluşların sayısını arttırmış, farklı sektörlere yönelik benzer hizmetler veren oyuncuların da hizmet portföyüne demiryolunu eklemelerine vesile olmuştur.
Türkiye’de Demiryolu Serbestleşme Süreci
Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği anlaşmasının imzalandığı 1995 yılından beri Türkiye’nin de gündeminde olan ve tam üyelik müzakerelerinin 2005 yılında resmen başlamasıyla AB müktesebatına uyum çalışmaları kapsamında sürat kazanan demiryollarının serbestleşmesi ile ilgili olarak ilk somut adım, 1 Mayıs 2013 tarihinde çıkarılan 6461 sayılı “Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleşmesi Hakkında Kanun” ile atıldı. Takip eden süreçte sektör düzenleyicisi kuruluş olarak Demiryolu Düzenleme Genel Müdürlüğü kuruldu ve Haziran 2016 itibariyle TCDD’nin faaliyet kapsamı altyapı yapımı ve bakımı ile tren trafiğinin yönetilmesi ile sınırlandırılarak, yük ve yolcu taşımacılığı faaliyetleri TCDD’nin bağlı ortaklığı olarak tescil edilen TCDD Taşımacılık A.Ş. firması eliyle verilmeye başlandı.
Bu süreçte Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı bünyesinde ihdas edilen Demiryolu Düzenleme Genel Müdürlüğü (DDGM) , serbestleşmeyi fiilen mümkün kılmak ve özel sektör temsilcilerinin kendi filosu ve personeli ile demiryolu altyapısını kullanarak yük taşımacılığı gerçekleştirebilmeleri için gerekli teknik ve idari altyapıyı oluşturacak bir dizi yönetmelik üzerinde çalışmaya başladı. Büyük ölçüde Avrupa Komisyonu tarafından çıkarılmış mevzuatın ülkemize uyarlanması şeklinde devam eden mevzuat oluşturma sürecinde, bir önceki bölümde bahsedilen 3. taraf hizmetleri verecek yerli kuruluşların tâbi olacakları yönetmelik (Demiryolu Sistemleri Karşılıklı İşletilebilirlik Yönetmeliği) yürürlüğe girmeyi beklemektedir. Dolayısıyla mevcut tabloda ülkemizdeki demiryolu projelerinde ihtiyaç duyulan ve serbest demiryolu sektörünün önemli ayaklarından birini oluşturan karşılıklı işletilebilirlik şartnamelerine göre uygunluk değerlendirmeleri, bağımsız emniyet değerlendirmeleri ve diğer bazı belgelendirme hizmetleri şu an sadece AB üye ülkelerinde yetkilendirilmiş kuruluşlar eliyle verilebilmektedir. Ekonomi Bakanlığımız, Avrupa Komisyonu ile birlikte yürüttüğü onaylanmış kuruluş atanması sürecini tamamlayıncaya kadar, karşılıklı işletilebilirlik kapsamında yer alan şartnamelere (TSI) göre uygunluk değerlendirmeleri yabancı kuruluşlarca yapılmaya devam edecektir. Mevcut durumda “Demiryolu Araçları Tescil ve Sicil Yönetmeliği” uyarınca sadece araçlara uygulanması zorunlu olan ‘TSI’lara göre yapılan uygunluk değerlendirmeleri, önümüzdeki süreçte Avrupa’da olduğu gibi demiryolunun diğer yapısal alt-sistemleri (enerji, altyapı, sinyal) için de zorunlu hale gelecektir. Dolayısıyla, Ülkemizde ‘TSI’lara göre yapılacak uygunluk değerlendirmeleri daha fazla alana yayılacak ve daha önemli hale gelecektir.
22.03.2018